Erken teşhis edilmiş kanser türlerinin tedavi şansları daha yüksektir. Bütün kanser türlerinde olduğu gibi üroonkolojinin kapsamına giren ürolojik kanser türlerinde de erken tanı ve tedavinin önemi hayati boyuttadır. Ülkemizde ürolojik kanser türlerinden özellikle prostat kanserinin görülme sıklığı çok yüksektir. Her 12 erkekten birinin prostat kanserine yakalanacağı yönünde bilgiler vardır. Ailede prostat kanseri öyküsünün varlığı ve ilerleyen yaş en önemli risk faktörleridir. Prostat kanserinin erken dönem teşhisinde kendine özgü hiç bir belirtisi yoktur. Bu nedenle PSA ( Prostat Spesifik Antijen) dediğimiz organa özgü ancak hastalığa özgü olmayan bir belirteç, kan testi yoluyla saptanabilen bir enzimdir. Prostat Kanserinin erken teşhisi için çok önemlidir. Özellikle risk taşıyan kişilerin düzenli olarak PSA değerlerine bakılmasında fayda vardır. PSA tüm dünyada en yaygın kullanılan, ucuz, kolay, hızlı ve kolayca tekrarlanabilir erken tanı testidir. PSA değerleri, aile öyküsü , kişinin yaşı vb parametrelerle birlikte değerlendirilmelidir. Ailede kanser öyküsü olan ve 40 yaşını geçmiş kişilerin
PSA değerlerine baktırmaları ve parmakla prostat muayenelerini yaptırmaları önerilmektedir. Prostat kanseri hastalığın her evresinde saldırganlık derecesi yani agresivitesi yüksek bir kanser türüdür ve heterojen yapıdadır. Gelişimi hastadan hastaya farkılık gösterir. Her hasta kendi bünyesinde değerlendirilmeli ve tedavi edilmelidir. Prostat kanseri dışında üroonkolojinin kapsamına giren ürolojik kanser türleri toplumda görülme sıklığına göre mesane, böbrek, testis, penis, surrenal( böbreküstü bezi), üst idrar yollarının üreter ve pelvis kanserleridir. Bu organ kanserlerinin önemi erkeklerde en çok görülen kanser türlerini oluşturmalarıdır.
Ürolojik kanserlerin oluşmasındaki en bilinen ortak sebepler; sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, sigara, şişmanlık, genetik yatkınlık ve çevresel kanserojenlere maruz kalınmasıdır. Özellikle sigara mesane kanseri için en önemli risk faktörüdür.
Son yıllarda tedavi ve tanı anlamında en çok gelişmenin sağlandığı ürolojik kanser türü prostat kanseridir. Mesane kanserlerinde de prostat kanserinde de tedaviye başlanmadan önce biyopsi alınıp tanının kesinleştirilmesi gerekmektedir. Biyopsi anlamında en büyük gelişme Multiparametrik Prostat MR’ı ( Magnetic Resonance görüntüleme) ve MR Füzyon biyopsidir. Geleneksel prostat biyopsisi Ultrason (US) eşliğinde, lokal anestezi yardımıyla rektal yolla (anal) yapılır.
Prostat görüntüleri sistematik biçimde parçalanır ve patolojik incelemeye gönderilir. Yeni yöntemde ise biyopsi öncesi çekilen multiparametrik MR ile prostat içinde kanser olasılığı yüksek olan alanlar belirlenerek bir risk skorlaması yapılır. Bu görüntüler özel bir yazılım ile ultrasonografik görüntülerle eşleştirilir. US eşliğinde hedef alanlara yönelik biyopsiler ve sistematik biyopsi yapılır. MR biyopsi gereksiz tanı oranını azaltır ve hayatı tehdit edecek yüksek riskli prostat kanserlerinin tanısında artış sağlar.
İdrarda kanama mesane kanserlerinde hastaların büyük bir kısmında ilk ve tek yakınmadır. İdrarda kanama kanserler dışında pek çok ürolojik hastalıkta da görülebilir. Mutlaka araştırma yapılmalı ve kesin nedeni anlaşılmalıdır. Sistoskopi ( ön idrar yolundan mesaneye girilerek kamera
aracılığıyla bakılması ve gerektiğinde biyopsi alınması) ile gerekli incelemeler yapılmalıdır. Sistoskopi sayesinde hastaların bir çoğunda başka tetkik yapılmaksızın hastalığın evresi tanımlanabilir ve mesaneyi koruyarak tedavi yapılabilir. Mesane içine bir sonda aracılığı ile ilaçlar verilebilir ki bunların en etkilisi tüberküloz mikrobu yani BCG dir. Bu tarz hastaların ortak özelliği tümörün yüksek oranda mesanede nüks etmesi, bazen de nüks ederken evre atlamasıdır.
Böbrek kanserinin kendine özgü hiç bir belirtisi yoktur. Erken teşhis için rutin yapılan kontroller ‘check- up’ larda kullanılan ultrasonlar sayesinde hastalık tamamen rastlantısal olarak erken yakalanabilir. Böbrekteki tümör 4 cm’in altındayken yakalandıysa böbreğin tamamı (radikal nefrektomi)
alınmadan küçük kitlelerde börek bırakılarak sadece tümör çıkartılabilir (parsiyel nefrektomi). Radikal nefrektomi ya da parsiyel nefrektomi ameliyatlarınının her ikisini de kapalı yani laparoskopik ya da robotik olarak yapmak mümkündür.